17yy etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
17yy etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2012-08-17

Diego_Velázquez_1599-1660



Today I have seen a painting from him, which is really interesting in many aspects...Though the subject  seems to be a religious subject the problem can be observed in many other fields of life. 
The one who has to work if she wants or not and the one who can be free of work... 
There is so much to think or to interpret about this painting...


Christ in the House of Martha and Mary (Velázquez), 1618, London, National Gallery

2011-02-27

Günün resmi_The picture of the day

Gewitterlandschaft mit Jupiter, Merkür, Philemon und Baucis
1620, KHM, Vienna

It is not nice weather in Istanbul. It is cold, rainy...
....

Peter Paul Rubens Born: June 28, 1577
Siegen, Westphalia, Germany
Died: May 30, 1640
Antwerp, Belgium 

Flemish painter and diplomat

Read more: Peter Paul Rubens Biography - life, family, childhood, children, history, wife, mother, young, information, born, contract http://www.notablebiographies.com/Ro-Sc/Rubens-Peter-Paul.html#ixzz1FexGLfl3
),

2010-09-26

Dolmadan Sonra

Aristoteles in  Meta ta pyhisica sının ismi niye  böyleymiş biliyor musunuz? Bir düzenleme çabası olarak 'fizikten sonra gelen kitaplar' manasında kütüphanecinin bir tercihi imiş...
Dolmadan sonra veya dolmadan öte veya vucüdun ötesinde ne var onunla ilgilenelim diye mi acaba şimdi konmuş bu başlık diyebilirsiniz belki...Belki...
Hayır, sadece bir sıra belirlemesi...Dolmadan sonra...
Arada çok şey yazmayı düşündüm, istedim tabii her zamanki gibi...Seyahat dolayısı ile olmadı. Webspace üzerinden hayatımda, daha doğrusu iç dünyamda süreklilik arar olmuştum, ama bu hastalıktan biraz kurtuldum sanki...Süreklilik arayışı ve aşırı fragmantasyon  hep birbirini takip eder olmuş hayatımda.
Kitaplar...Kitaplar yine de (herşeye rağmen) süreklilik arayışında  iyi bir dost...(Dolma ile de denedim ama olmadı:-)
Jacob Sasportas (1610-1698) yılları arasında  yaşamış bir Londra Rabbisi...Son zamanlarda okuduğum ve seyahat dolayısı ile bir türlü bitiremediğim kitabın başkahramanlarından bir tanesi.
Benim için  'kötülerden'..:-).Adamı en başından beri hiç sevemedim...Elimdeki kitabı bir roman gibi okuyorum, zaten de o şekilde yazılmış... Tam bir İngiliz ajanı gibi çalışıyor, rabbi olmasına rağmen...Sabetaycı olacak halim yok, ama kaçıkları nedense  'akıllı'lardan daha çok sever oldum... Sabetay Freud a göre bir tür dini psikoz yaşıyor olabilir veya non-freudian bir açıdan gerçekten bir yahudi din büyüğü olabilir ama politik bir örümcek ağının içerisinde gerçek ne yapsın?
Kitap  'nötr'  olmaya çalışıyor, ki böyle birşeyin olmadığı bariz...Hele bu kitapta daha da çok ortaya çıkıyor, kimin ne kadar  'nötr' olabileceği...:-))))
S 142  'Sabetaycı hareket zaten Londra da geniş yankılar uyandırmıştı, hatta Hristiyanlar arasında Yahudi cemaatindekinden daha çok konuşuluyordu.' Hiç şaşırmadım...

2010-09-01

New

'New' bu kelimenin cazibesine karşı koyamıyorum. Nasıl bazı insanlar özellikle eskiyi sever, ben de yeniyi severim. Hatta son yıllarda sadece başlıyorum....Son yok...Yine, yeni, yeniden...:-))
Aslında dünki nota bir eklenti yapacaktım. John Freely nin hangi kitabını okuyorum, onu yazmadım. 'Kayıp Mesih' adlı kitabını okuyorum.
İngilizlerin ve Fransızların ama yine özellikle İngilizlerin çok iyi bir istihbarat ağı olduğu görülüyor Ortadoğu da. Daha 17.yüzyılda...20.yüzyılda zaten işgal ve sömürü halindeler... Ayrıca
Sabatay Sevi (1626-1676) ile ilgilenmediğim halde bu kitabı başka sebeplerden dolayı okuyorum, ama insan dinler tarihini okudukça gidip Komünist Partisi ne yazılası geliyor...
İnsanlar o kadar kötüler ki...Tanrı şahsen bile gelseydi bu dünyaya, insanların çoğu kıt bilgi ve akıllarıyla onu kendi isteklerine alet etmek isterlerdi... Bundan eminim. Hakimiyet duygularından arınmış bir dinsellik düşlüyorum...Var mı acaba? Laiklik çok önemli. Laiklik, laiklik ve yine laiklik olması lazım.
Bu arada kitap niye bilmiyorum aklıma  11.Eylül 2001 i getirdi...Burası da zaten serbest çağrışım sayfası... İngilizlerin ve Amerikalıların bölgede ciddi hakimiyeti söz konusu, 11 Eylül ü bilmemeleri imkansız. Kimbilir bilmediğimiz neler vardır...

2010-08-29

Günün notu:Paul Rycaut, eski bir kitap ve Agustos

'Rycaut, 1667 yılının Ağustos ayında İzmir deki İngiliz Konsolosluğu na atanana dek Istanbul daki konsoloslukta kaldı.İzmir deki görevine başlamasından bir yıl önce  The Present State of the Ottoman Empire adlı eserini tamamlamıştı. Bu kitap John Starkey ve Henry Brome tarafından 1666 yılının Ağustos
ayında Londra yı yakıp yıkan büyük yangından geriye bu kitabın ilk baskısından yalnızca 22 adet kalmıştı. Neyse ki kitabın gördüğü yoğun ilgi nedeniyle ertesi yıl ikinci bir baskı daha yapılmıştı.'

alıntı John Freely den

Thomas Coenen i ve Paul Rycaut u  okumuş John Freely ilk önce Osmanlı İmparatorluğu hakkında

http://en.wikipedia.org/wiki/Paul_Rycaut

2009-12-31

The City of the Sun_1623

31 Aralık 2009

Dün yazdıklarım aklıma tabii başka şeyler de getirdi. Üniversitede iken ilk seçtiğim derslerden biri Karl Marx ile ilgili bir dersti. Hayal kırıklığı yaşamıştım ama yine de aklımda bazı şeylerin bunca zaman kalmış olmasına şaşırdım... Marx(5 Mayıs 1818,Trier- 14 Mart 1883, Londra) a öncü olarak genellikle 4 utopistten bahsedilir. Campanella, Thomas Morus, Saint-Simon, Fourier...
Aslında bu dördünün bir grupta yer alması şu anda bana saçma geliyor, ama zaten eğitim programları ne kadar mantıklı olabilir ki...Yine de tabii bir düzenleme yardımcısı...
Campanella ve Thomas Morus birbirlerine en azından zaman olarak daha yakınlar... Saint-Simon ve Fourier in aslında başka bir kategoride olması gerekir.
İki eser arasında da çok fark var, ama yine de ikisi de birbirini çağrıştırıyor...

2008-06-14

Principia_1687 ve Doğa Felsefesi

Newton leitete in den Principia das Gesetz der Schwerkraft ab. Er vereinte damit die Forschungen Galileo Galileis zur Beschleunigung und Johannes Keplers zu den Planetenbewegungen (Keplerschen Gesetze) zu einer einheitlichen Theorie der Gravitation und legte die Grundsteine der klassischen Mechanik, indem er die drei Grundgesetze der Bewegung formulierte. Auch führte er hier die Konzepte von absoluter Zeit, absolutem Raum, der Fernwirkung und so auch indirekt das Konzept des Determinismus ein, welche allesamt für das naturwissenschaftliche Weltbild vieler Generationen bis zur Relativitätstheorie Albert Einsteins und der Quantenmechanik prägend waren.
,,,

Somit stellt Newtons "Principa mathematica" von 1671 unter anderem eine Antwort auf Descartes "Principia philosophiae" aus dem Jahre 1644 dar, wo Descartes im dritten Abschnitt "Von der sichtbaren Welt"[6] genau dies auf Grundlage eines unendlich ausgedehnten Ätherfluidums auf fluidmechanische Art ausführlich zu begründen versuchte, und damit den Großteil der damaligen Gelehrten überzeugt hatte. (Später kritisierte Newton das Ätherfluidum nochmals in seinem sehr einflussreichen Buch „Optics“ von 1704.)