2007-10-01

Galileo Galilei 1564 1642

Eylül ün kitapları arasında Yapı Kredi Yayınları ndan çıkmış ince bir kitap vardı.
'Galilei, Yıldızların Habercisi', Jean Pierre Maury
Galilei Galileo nun hayatı tam ibret alınacak şeyler sunuyor. Din, politika ve bilimin özerk alanlar olması gerekliliğinin bir kere daha altını çiziyor. Ama oluyor mu, o tabii başka bir soru...
İslam maalesef hala taş çağından çıkamadı. İnsanların cahilliklerinin bunda payı büyük. Türkiye de yaşanan birçok güncel olay da insanların ne kadar cahil olduğunu gösteriyor. Yani cahil insanın dini veya dinsizliği anlama kapasitesi kendine göre olacaktır... Ama tabii en önemli faktör libido bence... Ben evrime inanıyorum, darwinist veya tamamen pozitivist bir şekilde olmasa da, evrim var... Filogenetik ve ontogenetik diye tabirler vardır Freud un kullandığı bireyin ve toplumların kaydettikleri psikolojik aşamaları belirtmek için. Freud un bakış açısından bakıldığında insan kendi haline bırakıldığında düşünceleri ya şiddet, ya da cinsellik üzerine yoğunlaşacaktır denebilir... (Tabii Freud doğrudan böyle birşey söylemedi ama eserinden böyle basit bir çıkarım yapılabilir bir Gedankenexperiment olarak...) Yine bu çıkarımdan yola çıkarak bir toplum ne kadar cahilse cinsellik ve şiddet olmaması gerektiği kadar ön planda olacaktır denebilir. İşte islami birçok toplum da bu görüntüyü maalesef arz ediyor.
Ne zaman ki insanın bilinci bu ikisinden arınır (ki tabii ki tam arınma söz konusu olamaz ama dereceleri var...), ancak o zaman bilim ile uğraşılabilir. Ama yine de niceliğin nitelik yarattığını ve bu dediğim şeylerin göreceli kavramlar olduğunu unutmamak gerekir...

Kilise nin yanıldığı noktalardan bir tanesi kutsal metinlerde, birbirleriyle ilgisi olmayan şeyleri biraraya getirmekti.Ve tabii bütün yoz din adamları gibi kendilerini düşünüyorlardı, ne dini, ne de bilimi. (Burdaki din üzerinden yiyiciler gibi...) Farklılaşma yeterince ilerlememişti. İnsan üzerinde hakimiyet ile bilginin örtüşmesi gerekiyordu...('Bilgi güçtür.' Francis Bacon in ünlü sözü bence bu yozlaşmanın izlerini taşır. Küçük adam hep bilgi ile birşey yapmak ister...) Bu yüzden Galilei nin başına çorap örülmeye çalışıldı. Halbuki bilgi kendisi için yapılan birşey olmalıydı.
Laik olmayan toplumlarda Galilei nin başına gelenlerin yaşanması tuhaf karşılanamaz... O zaman ki Avrupa yeterince laik değildi... Ayrıca Vatikan gibi bir teokratik politik birime ev sahipliği yapan İtalya nın tam anlamı ile laik olması beklenemezdi.
Vatikan dünyanın güneş etrafında döndüğünü 1822 yılında kabul ediyor. Yani 19.yy ın başında...
Ama bilgi, iktidar ve inanç üçlüsünün arasındaki problemler her zaman, her yerde değişik şekillerde gözlenebilir... Tabii ki bir toplumun sosyal strukturları ne kadar basitse (ki Türkiye öyle) bu üçünün bir araya gelme ihtimali veya bunları bir elde toplama isteği yükselir. Bu cehaletle ilgili birşey.

Hiç yorum yok: