Yazamadığım zamanlarda en çok düşündüğüm konu, Türkiye de aydın veya sanatçı olmayı istemenin zorluğu üzerine idi. Necip Hablemitoğlu nun (18 Aralık 2002 de katledildi, faili meçhul) başına gelenler, tüyler ürpertici. Alman İstihbaratı tarafından öldürüldüğü şüphesini dile getirenler var.
Hem halkın seni sevmiyor, anlamıyor, hem de hayati tehlike altında yaşıyorsun...
'Halk için, halka rağmen' diye komik bir laf vardır, o aklıma geldi...
Fazıl Say ın başına gelenler bu ülkenin medyasının bir yansıması... Medya böyle aptal, saptal konuları başlık yapmasa, bence durum olduğundan daha da kötü gözükmeyecek...Durum kötü, bunu tartışmıyoruz. Türk halkı kendi gibi kitap okumayan, sanatla ilgilenmeyen, bütün parasını cep telefonu, araba, gemi gibi şeylere harcayan insanları daha çok seviyor...
***
Elektrik sayaçlarından ve hatta evin içerisindeki prizlerden bile başka ülkelerde devlet sorumlu. Türkiye ama 'serbest' , 'liberal' ülke tabii... Keh keh... 'Herşeyi de devletten beklememek lazım canım!' Bunu söyleyen magandalar da devlet destekli olmasalar keşke...Ama başbakanı bile başka bir ülkenin tayin ettiği ülkede 'devlet' nasıl olsun ki? Elektirik olmadığı için ara vermek zorunda kaldım bloglarıma ve hafızam dağildı...
***
Lautreamont hakkında bir blogçuk yapmak istiyordum, elektrikler kesilmeden önce...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder