2008-02-24

Kurt R. Eissler 1908 Vienna 1999 NY

Kurt R Eissler hakkında Wikipedia da doğrudan bir madde yok. Bu bence şaşılacak birşey.
Kurt R. Eissler, doktor ve psikoanalist, 1938 yılında Viyana dan New York a kaçmak zorunda kalanlardan Nazi rejimi yüzünden. 17 Şubat 1999 yılında vefat etmiş New York Times ın 20 Şubat 1999 tarihli bir yazısından anladığımıza göre. Library of Congress deki Freud Arşivi ni kurduğunu biliyoruz.

Yazdığı 12 kitap arasında

''Goethe: A Psychoanalytic Study'' 1961
'
Leonardo da Vinci' 1961

'Medical Orthodoxy and the Future of Psychoanalysis' 1965

'Sigmund Freund und die Wiener Universitaet' 1966

'Discourse on Hamlet and Hamlet' 1971

''Talent and Genius: The Fictitious Case of Tausk Contra Freud.'' 1971

Der sterbende Patient. Zur Psychologie des Todes, 1978
(The Psychiatrist and the dying Patient,1955)

Kurt R. Eissler şu anda elimde bulunan kitabın

(K.R.Eissler, Freud und Wagner-Jauregg vor der Kommission zur Erhebung militaerischer Pflichtverletzungen), Löcker Verlag, Wien 2007)

yazarı olarak geçiyor. Kitap Viyana da 2007 yılında basılmış. Bu nasıl oluyor, tam olarak anlamadım. Kitap bence ilginç bir kitap her ne kadar Eissler in bakış açılarını her zaman paylaşmasam da... Kitapta ünlü bir doktor olan Wagner-Jauregg in ( 1927 yılında Nobel ödülünü alıyor) Walter Kauder adlı bir hastanın şikayeti üzerine yargılanması mahkeme tutanaklarıyla tekrar gündeme getiriliyor. Bilirkişi olarak Freud un atanmış olması biraz tuhaf aslında ama mahkemede geçen konuşmalar zamanın zihniyetlerini anlamak açısından bence önemli.
Aslında 20.yüzyıla kadar Batı nın ruh hastalıkları hakkında ciddi bir konsepti yok. Hala da bence son derece eksik oldukları bir alan, ama bu tamamen bilim teorisiyle ilgili bir durum... Alternativ tıbba merak salanlar Avrupa da burdan çok daha fazla. (Geçenlerde psikoloji ile bir bölüme baktım, insan ruhu bilimi demek olan eski yunancadan aşırılmış kelime altında karşıma çıkan sadece sıçanlar...:-) Rats, rats, rats...:-) 'Skinner s rats' diye hitap ediyordu bir broker bir filmde bürosunda çalışanlara...) Dişi sıçanlar karanlıkta ve kalabalıkta 'depressiv' oluyorlarmış, Allaallah ne kadar enteresan! Buna benzer dünya kadar saçma sapan 'bilimsel' deney var. Zaten amaç bilim değil, dişi, depressiv sıçanlara hangi madde verilirse, asıl amaç olan madde ye (para) en kolay yoldan nasıl ulaşılır?

Yani yine bir tür ilkel 'simyacılık' yapılıyor? Kitle kapitalizmi en çok parayı
'herkes' için geçerli olandan (ki eğer öyle birşey varsa) vurduğu için böyle bir anlayış var... Utilitarizmin ve protestan kapitalizminin işbirlikteliği yaptığı tuhaf bir alan var...

Konuya dönelim. Kitapta yargılanan şahıslar benim için önemli değil, ama zihniyetler, konuşmalar ve insana bakış önemli... Batılı toplumlar çok özel toplumlardır, çok özel bir yapıları ve tarihleri var. Bence bu şimdiye kadar yeterince incelenmedi.
***
Birinci Dünya Savaşı ndan sonra Avusturya-Macaristan İmparatorluğu nun hakimiyet sürdüğü birçok yer elden çıkmıştı. 1918 yılının, Kurt R. Eissler, Avusturya için kısmen İkinci Dünya Savaşı sonrasından daha zor olduğunu yazıyor. İkinci Dünya Savaşı gerçekten çok ön planda genellikle, halbuki Birinci Dünya Savaşı daha az önemli veya daha az ilginç değildi.

Hiç yorum yok: