2008-02-11

Ludwigshafen da yananlar ve düşündürdükleri

Bu faciayı not aldığımıza göre isimlerin buraya yazılması gerek diye düşündüm. Ölenler kadınlar ve çocuklar maalesef.
Medine Kaplan 48 yaşında, gelini Hülya Kaplan 31 yaşında, Hülya nın kızları Karanfil ve Dilara 4 ve 11 yaşındalar. Diğer gelin 5 aylık hamile 21 yaşındaki Döne Kaplan, çocukları Kamil ve Kenan Kaplan 3 ve 2 yaşındalar.
Ayrıca akrabaları İlyas Çalar (2) ve Belma Özkaplı (22) da o sırada o evde bulunanlar arasında imiş. Çok acı.

Eğer devamlı Türkiye de yaşayan bir insan olsaydım, muhtemelen bana bu kadar dokunmayacaktı herşey. Ama Avrupa yı tanıyorum, Türk ailelerini tanıyorum, Türkiye yi ve Türk Devleti nin aczini senelerdir görüyorum. (Yurt dışında Türk Devleti AKP den evvel de iyi bir durumda değildi, daha beter oldu.)
Erdoğan Türkçe dersler istemiş, haklıdır, ister. Yalnız niye Türkiye de iken bu insanlara hiçbir şey öğretmediniz ? Aynı şeyi Türkiye de de yapabilirsiniz. Kendi ismini yazamayan erkekler ve kadınlar gördüm. Kadınların bazıları çocuklarının doğum tarihini ezberleyemiyor, bu nasıl olur? Türkiye Devleti bu insanlara ne verdi ki, ne istiyor ? Şimdi bir de üstelik AKP tevhid i tedrisattan sonra devleti yok etmeye çalışıyor.

Yer yer aklımdan kitabın kızdığım yerleri geçiyor. Kendini 'liberal' tanımlayan biri Fransız işverenlerinin bir kısmının Cezayir den ucuz olsun diye okuma, yazma bilmeyenleri seçmekle suçluyor... Ve bunu 'fransızl' olmaya atfediyor, bu çok saçma! İşte bu kapitalizm ve dünyanın her yerinde var. Sonra da utanmadan Fransa nın sosyal kanunlarını eleştiriyor ve 'Onlar göç etmek zorunda kalsalar intihar ederler ama bizim işçilerimiz aslanlar gibi dil bilmeden hayatını kurtarıyor.' diye de bir satır yazıyor... Onların gururlu, sizin ise gurursuz ve beyinsiz oluşunuzu mu bu satırlarla ifade etmek istiyorsunuz? İnsanlar işte bu yüzden bir ülke etrafında örgütleniyorlar, kendi yaşama şekillerini ve görüşlerini sürdürebilmek için. 'Doğur ve dünyaya sal!' maalesef bu ülkenin çok bilinen bir zihniyeti, ister hoşunuza gitsin, ister gitmesin, yanlış bir zihniyet!!! Kalkıp bir de bununla övünüyorsunuz!!!!
Burda toplumcu değil subjektif görüşler var. Türk olmak aynı vatanı paylaşmak olarak değil (ki Türk olsun,olmasın önemli değil aslında) aynı halk olmak üzerinden (implizit) tanımlanmış oluyor. Bu ulus-devlet öncesi göçebe ve anaerkil bir kimlik anlayışı... Bu anlayış 'per se' iyi veya kötü olmayabilir ama eğer 10 grubun olduğu bir grupta 9 grup milli ve teritoryal bir şekilde örgütlenmiş ise, 10 cunun 'Ben canımın istediğini yapacağım.' demeye hakkı olmuyor!!!! Bakınız Avrupa da yok edilen 6 Milyon yahudiye. Onların da birçokları aynen burdaki magandalar gibi 'para önemli, ulus-devlet de neymiş' diyorlardı...

Avusturya da bana hep sorarlardı, niye işçiler ile burjuva arasında bu kadar fark var diye? Avrupa ucuz iş gücü peşinde, bir insan ne kadar fakir ise, o kadar ucuz iş yapacaktır, Avrupa da bunu istiyor derdim.

Ben yanan kadın ve çocuklara çok üzülüyorum. Türkiye için bir utanç olduğu görüşünü savunuyorum. Almanlardan insaf dilemeden önce neden bu kadar çok göç verildiğinin sorgulanması gerekir. AKP gibi doğum kontrolü sorgulayan bir zihniyetin
sağda, solda telef olan bir nufüs yarattığını görmek ve anlamak gerekir.
(AKP tabii yine bundan politik çıkar sağlamaya çalışabilir. Eskiden Anadolu da çocuklarına bakamayanlar şehirdeki ailelerin yanına verirlermiş çocuklarını, Türkiye de aynen böyle bir devlettir işte, üretir ve etrafa salar, sonrada küreselleşmeden bahseder. Hatta o çocuklardan yine birşey bekler, onlara hiçbir şey vermeden. Bu Türkiye nin ayıbıdır...
Sosyal, adaletli bir ulus-devlet olamadığınızın bir kanıtıdır. Bu halinizle kalkıp Cumhuriyet e dil uzatma cüreti göstermeniz, bence acı gerçekleri kabullenip, sorumluluk almaktan korkup, kaçtığınız için.)
Bu düşüncelerin aklıma en son okuduğum bir kitapla tekrar geldiğini söylemem lazım... Türkiye yi kuran akımların gerisinde kalmış olan bir zihniyetle birlikte Türkiye nin tam gitmesi gerekenin tersi yönde ilerlediğini düşünenlerdenim. Türkiye de çocuk sayısına bence sınırlama getirilmeli idi ve şu anda da getirilmeli. En fazla 4 çocuk ile sınır koymak gerekirdi. Doğu Anadolu da kürt aşiretlerin birden fazla kadın ile evliliği ve 40 a kadar çıkan çocuk sayısı insana bir saygısızlıktır... Eskiden tarımda ucuz işçi olarak görüldükleri için kırsalda daha çok çocuk yapılırdı ama artık buna gerek kalmadı. Mesela Çin de eğer tek çocuk yasası olmasa idi, Çin bugünkü Çin olamazdı. Mesela kırsal kesimdekilerin 10 un üzerinde çocuklarının olmasının bir zamanlar normal olduğunu yine Çinli bir tanıdığımdan duydum. O da bunu doğru bulmuyordu. Boşuna çene tükettiğimi düşünenler olabilir ama bence doğu Türkiye nin hala en büyük problemlerinden biridir. Göç yüzünden Istanbul Istanbul luktan çıktı, Orman-Şehir oldu. Artı AKP nin durmadan devleti eleştiren tavrı ve sanki Türkiye de devlet ortadan kalkarsa herşey yolunda olacakmış gibi davranması mantık dışıdır... (Devlet in kısıtlanması parti programlarında yer alıyor.) Bu 'saldım çayıra' mantığı zaten vardı Türkiye de ve bunun liberalizm ile ilgisi yok.

Hiç yorum yok: