2008-10-28

İlhan Selçuk un bugünkü yazısı

Değişik bir şey yapacağım, İlhan Selçuk un bugünkü yazısı ile uğraşacağım. Aslında daha bu blogger yasağı gelmeden önce 'Ben bu ülkeyi niye ciddiye alıyorum?' sorusunu kendime soruyordum... Ülkede ciddiye alınacak birşey yok. Başbakanın Türk lirasının dolar karşısında % 30 dan fazla değer kaybetmesi hakkında söylediği şey resmen komik.
Trajikomik. 'Gülerim ağlanacak halime' diye bir laf da vardır zaten Türkçede. 'Biraz da ihracatçılar sevinsinmiş, hep ithalatçılar sevinecek değil ya!' Nasrettin Hoca da bu topraklardan çıkmadı mı? Ne mantık ama? Bununla uğraşmayacağım...Uğraşsam ne olacak zaten?
İlhan Selçuk bence başbakandan daha önemli, en azından bir çizgisi var. Sonra birçok görüşlerine katıldığım için onunla uğraşacağım. Bugünkü yazısı yine bildik klişeleri içeriyor. Karşı karşıya getirdiği saflar aslında biz biraz daha olgun bir toplum olsaydık, hiç oluşmayacaktı... Kendisi de gereksiz bir kutuplaşmaya katkıda bulunmuş oluyor...
Ben en başından başörtüsüne karşı değildim ama hiçbir zaman taraftarı olabileceğim bir olgu değil. Bu yüzden filozofça bir bakış açısı geliştirmeye çalıştım. Ama insan Türkiye de yaşayınca felsefenin bu ülke için ne kadar lüks kaçtığını anlıyor.( Biz evrimin başka bir aşamasındayız... Toplumca bence maymuna daha yakınız :-) Tabii maymunları aşağılamak istemiyorum. Engin Ceber e yapılanı maymunlar kendi aralarında yapmıyorlar doğada.)
Neden bu ülkede fikrimi değiştirdim? Bir kere zihin için, bilinç için Avrupa da yaşamak ile burda yaşamak arasında ciddi şekilde fark var. Kadın ve kadın vucudü asla aynı şeyler değiller orda ve burda. Kadın vucüdü hala!!! 'profan' değil bu ülkede. Evet, Türkçe bir kelime kullanmadım, çünkü aklımdan Türkçe bir kelime geçmiyor bu konuda. 'Profan' Almancada kutsal olanın tersi, 'dünyevi' olandır. Kadın hala 'dünyevi' değil bu ülkede. İnanılır gibi değil ama gerçek. Son yıllarda da daha kötüye gittiği bu gelişimin bir gerçek...
Bu çok uzun bir hikaye... ( devamı başka zaman)

Hiç yorum yok: