2006-12-17

Ahmet Ertegün in Wien


Wieder ein Stück Vergangenheit restauriert. Ich weiss nicht, warum ich immer die Vergangenheit rekonstrurien will. Die Erinnerungen ordnen, alles in eine zeitliche Reihenfolge bringen...Zusammenhaenge ziehen oder kreiren...
Ich war mal überrascht in einer Ausstellung in Wien einen türkischen Namen zu lesen als Kollektioner. Das passiert nicht so oft. Den Namen Ahmet Ertegün zu lesen, war für mich überraschend. Es war in der Austellung über Rene Margritte.
"René Magritte - Der Schlüssel der Träume" im BA-CA Kunstforum, Wien, 6.April bis 24. Juli 2005
Eine Ausstellung, die für mich interessant war. In die Kiste mit dieser Ausstellung. Das heisst ich sammle auch die Ausstellungen zusammen -soweit ich kann- in Cyberspace, das mir momentan sicherer zu sein scheint als die materielle Existenz.
Ja der Tod von Ahmet Ertegün hat mich komischerweise an dieses Detail erinnert.

Ek: O zaman bu Ahmet Ertegün yazısını yazarken aklımda başka şeyler de vardı ama bakış açısına göre ve hangi dildeki belleği kullandığıma göre konular değişiyor... Kullandığınız dil, düşünce dünyanızın sınırıdır der Wittgenstein... Yani evrensel dil diye birşey olamaz! Tek dil monist bir kişiliğin parçasıdır, çokdillilik bambaşka kişilik konstrüksiyonları getirecektir...
Ahmet Ertegün bir devlet memurunun oğlu olmasına rağmen ülke yönetim şeklini ddeğiştirdikten sonra birçok Türk burjuvasının hayatının amacı haline gelen bireysel başarı peşinde koşuyor... Zaten Türk burjuvası Osmanlı dan sonra artık devlet ile ilgilenmemeyi, bireysel başarılar peşinde koşmayı kendine prensip haline getirmiştir...
Halbuki bireysel ve toplumsal başarı arasında fark vardır.

Hiç yorum yok: