2007-01-11

Istanbul da Latin ve Yunan Savaşı

Aşağıdaki metin Almanca Vikipedi sayfasından 'Konstantinopel' maddesinden.
Yunanlıların nasıl Venedig tüccarlarını hapis edip, mallarına el koyduklarını yazıyor. Almanca dili Istanbul konusunda genellikle taraflı yazar. Hiç gerçeklere uymamasına rağmen ' doğudaki zavallı hristiyan kardeşlerimiz masalını' yaratmaya, büyütmeye ve yaşatmaya çalışmışlardır ama tarihle tam bir çelişki içerisindeki hırslı pastoral papaz ufkunu aşamamışlardır. Yani en başından 'Istanbul a yardım etmeyip, orayı kendilerine yabancı ve hatta bazen rakip görmelerine rağmen, Türkler ortaya çıkınca iş değişmiştir. Yunanlılar bu ikiyüzlülüğün farkındadırlar ve kesinlikle Alman dilinden farklı bir bakış açıları vardır. Bir kere kendilerini ne Germenlerle, ne de Protestanlarla ilişkilendirmezler. Bence daha dürüsttürler. Alman pastoral zihniyeti hep yayılmacı bir misyoner taşır içerisinde... Bunu da çok belli ederler ve karşıdakillerin hassasiyetlerini genellikle ezip geçtiklerinin farkında bile değillerdir. 'Karşidaki' derken yunan veya rum ortodoksları kastediyorum. Yani öteki hiristiyanların da kendileri gibi olduğunu düşünürler ama arada alaka bile yoktur.
Öteki Avrupalılar da stratejik düşünür ama bu dindar misyoner papaz modundan çıkmışlardır onlar genellikle.
Hırslı, pastoral papaz büyük ve yabancı dünyayı eskiden pek de gezgin olmayan Germenler için tanımlarken hep hiristiyanlığa atıfta bulunur. Halbuki hiristiyanlar kendilerini sadece hiristiyan olarak değil daha evvelden ait oldukları kültürlerin bir parçası olarak görürler. Aynen sonradan ve genellikle zoraki hiristiyanlaştırılmış Germen kavimleri gibi... Aslında coğrafya ve küçük birimler dişında bir aidiyet duygusu yaratmak hiç kolay olmamıştır....
'Das traditionell freundliche Verhältnis der Byzantiner mit Venedig schlug im 12. Jahrhundert unter Manuel I. Komnenos in Misstrauen, Verachtung und Hass um, nicht zuletzt durch die immer wieder auf byzantinischem Boden ausgetragenen Machtkämpfe der Dogenrepublik mit Pisa und Genua. Die Einheimischen empfanden das anmaßende Auftreten der sog. "Lateiner" als Provokation. Die explosive Stimmung entlud sich 1171 in den "Lateinerpogromen", als die byzantinische Regierung zuerst den Besitz tausender Venezianer konfiszierte und sie anschließend einkerkerte. Angeblich wurde sogar der anschließend zu Verhandlungen angereiste Enrico Dandolo geblendet. Trotz eines 1177 beschlossenen Friedens beeinträchtigten das Ereignis der "Lateinerpogrome" die Beziehung zwischen Konstantinopel und Venedig nachhaltig. Und so ist es nicht verwunderlich, dass 1202 ein von Venedig ausgerüstetes und vom Dogen Dandolo geführtes Kreuzfahrerheer die Eroberung Konstantinopels in Angriff nahm, unter dem Vorwand, die dortigen Thronstreitigkeiten zu klären. Kaiser Alexios III. floh vor dem anrückenden Heer, und Isaak II. nahm (wieder) Platz auf dem Thron. Die Kreuzfahrer blieben trotz "getaner Arbeit" in der Stadt. Als sie eine Moschee entdeckten - es gab seit 718 infolge der Niederlassung arabischer Händler eine muslimische Gemeinde in Konstantinopel - und sie anzündeten, zerstörte der dadurch entstandene Flächenbrand ein ganzes Stadtviertel.'

Hiç yorum yok: