Geçen hafta Ukrayna başbakanı Yanukoviç (turuncu devrime inat adam yine başta; keh keh demekten kendimi alamıyorum... Çünkü turuncu devrim Batı medyasında çok abartıldı, tabii Rusya dan ne koparsak kardır zihniyeti... Bence önemli olan Ukrayna lıların özgür olması, yani iki tarafla da iyi geçinip iki tarafında mutlak iyi veya mutlak kötü olduğunu düşünmemek lazım.)
Ukrayna diyince benim aklıma ilk gelen Çernobil 26 Nisan 1986. Karadeniz. çay, kanser.
Türkiye de medya buna yeterince yer vermedi, vermiyor. Ukrayna daki nükleer santralların şu andaki durumundan haberimiz yok. Benim en azından yok.
Karadeniz in hem toprakları, hem ürünleri, hem de insanları bu felaketten zarar gördü. Tabii haliyle bütün Türkiye zarar görmüş oldu.
Bu ve bunun gibi (mesela şu andaki küresel ısınma ile beliren kuraklık tehlikesi) ulus-devlet hukuk sınırları içerisinde cereyan etmeyen zarar görmeler... Yani kimseyi sorumlu tutup, dava edemiyorsun... (ki sanki böyle bir merci var mı diyeceksiniz ama yine de böyle şeyleri düşünmek lazım...) Bu aslında küreselleşme etiği ve felsefesi açısından çok önemli bir sorun...
Sana bir bomba geliyor ama atanı göremiyorsun... Modernite nin doğurduğu sonuçlar bunlar... Ve bunlarla başetme kapasitesi de yok denecek kadar az...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder