2007-02-11

Bosna Hersek 21.yüzyıl





NATO troops raid home of Karadzic ally

Sat Feb 10, 2007 7:16 AM ET

By Zeljko Debelnogic
PALE, Bosnia (Reuters) - NATO launched a dawn raid on a house of a Bosnian Serb suspected of helping top war crimes fugitive Radovan Karadzic and seized some material for further investigation, its spokesman in Bosnia said on Saturday.
U.S. troops, backed by European Union peacekeepers, sealed off parts of Karadzic's wartime stronghold of Pale, east of Sarajevo, and searched the home of his wartime commander Radomir Kojic, Derek Chappel said.
"We have made a seizure of items that we consider to be of interest. We took away four to five boxes of stuff from the house," Chappel said after the operation was completed. He declined to give further details on what was taken.
He said the search was conducted to try to find additional information about Radovan Karadzic's support network and in an effort to determine his location.
Chappel said that six occupants of the house did not resist. "Everything went smoothly," he added.
The local police provided some limited support. The United Nations war crimes tribunal's investigators were also informed, he said.
The European Union has banned entry to Kojic and other alleged supporters of Karadzic and their Bosnian assets have been frozen.
Men believed to be Karadzic's helpers have been detained in the past by NATO and EUFOR but there has never been any indication that Karadzic himself had narrowly eluded arrest.
Bosnian Serb wartime leader Karadzic and his military chief Ratko Mladic have been indicted for genocide by the Hague-based war crimes court for the 1995 Srebrenica massacre of up to 8,000 Muslims and the 43-month siege of Sarajevo.
They remain at large 10 years after being indicted. Mladic is believed to be hiding in Serbia while Karadzic's whereabouts are disputed.
Bosnian media, citing an intelligence source, reported earlier this moth that Karadzic was hiding in Russia but Russian authorities denied the allegation.
U.N. Chief Prosecutor Carla del Ponte, who is leaving her job in September, has urged the European Union not to build closer ties with Serbia until it hands over Mladic and Karadzic.
Blog 11 Şubat 07 Pazar
Yukarıda Karacic ile ilgili bir haber var Reuters den.
Yugoslavya nın parçalanışı benim için önemli bir konu. Orhan Pamuk kendi çağı için göçlerin, yıkılışın çağı diyor, ama benim yaşadığım dönemde de o göçler ve parçalanmalar devam etti. Bunlar kendiliğinden olan şeyler değiller. Edebiyatın getirdiği passivlik ve korumayı bazen terketmek lazım, her zaman değil, ama bazen…
1989 benim okul gezisi olarak ilk yurt dışına çıktığım tarih. 1989 aynı zamanda S.S.C.B. nin yıkılış yılı. Ama daha Yugoslavya vardı o zaman. Bizim sınıf Avusturya Lisesi nin en itaatkar ve aptal ineklerinden ☺ oluştuğu için uçakla gitmek konusunu halledemedik ve otobüsle gittik Viyana ya. Ben buna kıl olduğumu hatırlıyorum. Çünkü 36 saat otobüs yolculuğu kolay birşey değildi. Ama bunun yararları da oldu. Çünkü insan otobüsle giderken daha çok şey görüyor, uçakla giderken gördüğünden.
İşte o zaman mecburen bütün Yugoslavya yı baştan sona otobüs ile geçmek zorunda kaldık, Viyana ya varabilmek için.
Yugoslavya oldukça büyük bir ülke olduğu için yolculuk uzun sürmüştü. Bulgaristan çabucacık bitmişti. Yugoslavya nin doğusu ile batısı birbirinden çok farklı idi. Daha o zaman iki ayrı diyar gibi gözüküyordu. Doğusu Türkiye de de bazen görülen fakir ve mutsuz köy görüntüsü içerisinde, batısı şık villalar ile dolu idi. Avusturya sınırına yakın herşey sanki Avusturya ya benzemeye başlıyordu. (Ama tuvaletler temiz ve bedava değildi Yugoslavya da. Üşenmeyip bir ara tuvalet olayını da yazmam lazım)
Uuuf üşenmesem… Aklımdan çok güzel geçiyordu sahneler ve cümleler ama yazmak yine de bir çaba…
Gecenin bir vakti otobüs tahminen Yugoslavya nın ortalarında bir yerde durdu. Biz de (bir grup öğrenci) tuvalete gitmeye çalıştık. Hiç unutmuyorum mavi işçi elbiseli ve başörtülü bir kadının eliyle tuvaletin kapısını tutarak can hıraş bana kızarak birşeyler söylemeye çalıştığını… Ben zaten uykuluydum ve tam olarak uyum gösterememiştim uyanık hayata; dolayısıyla kadının bu tepkisine anlam veremedim. Benden para istediğini bile anlamadım. Daha ciddi birşey zannettim. Sanki biz bir ordu idik ve onun evine hucüm ediyorduk. Ne bileyim pasaport, vize falan gibi birşey görmek istiyor zannetim… Veya bilmiyorum, kadın benim için o kadar aşırı bir tepki vermişti ki, uykulu uykulu ‘Bu manyak da nerden çıktı?’ diye düşünürken öğretmen beni şöförün yanına para almaya yolladı. Ben de tabii tuvalet için bozuk para bekliyordum şöförden. Şöför çıkartıp bana bir tomar banknot verince çok şaşırmıştım. Banknotlar da bayağı büyük, fiyakalı banknotlardı. ‘Burası böyle’ ‘Çok enflasyon var’ demişlerdi. ‘Vay be!’ demiştim çünkü enflasyon konusunda Türkiye den daha beter bir ülke olabileceğini düşünemiyordum. Yugoslavya savaştan evvel ekonomik olarak kötü durumda idi.
Viyana da öğrenimim boyunca Yugoslavya ile ilgli çok haber okudum. Herşey göz göre göre oldu. Viyana Üniversitesi nde yahudiler ve İkinci Dünya Savaşı konusu durmadan işleniyor ve artık bu insana bir yerden sonra sıkıntı vermeye başlıyordu. Artık insan bir süre sonra bu konuda ne bir haber, ne bir film seyretmek istiyordu. Çünkü bu olay olup bitmişti artık yapacak birşey yoktu ve herkes bu konuda üzgün idi. ‘Bunu daha fazla kurcalamaya ne gerek var ?’ hissi bile geliyorsu insana bazen.
Gerek vardı ama sadece yorumlanış ve anlatış farklı olmalıydı. Çünkü bu bütün görünüşte pişman günah çıkartmalar da ‘o an’ ile bir ilişki kurulmuyordu. İçerisinde yaşadığımız anın metafiziksel ve ahlaki üstünlüğünü söylemeden varsayan bir zamansal yanıltma ve ahlaki yanılsama sözkonusu idi. Bunu o an da bende anlamamıştım.
Felsefe derslerinde ağırbaşlı, ciddi insanlar, öğretmenler ve öğrenciler, yaşlılar ve gençler herkes bu konuda üzüntülü idi sanki. Suç kabul ediliyor ve tek teselli böyle şeylerin tekrar olamayacağı gibi bir metafizik güvendi sanki. İşte bu ağırbaşlı, suçunu kabullenmiş metafizik idealistliğin atmosferinde Viyana dan çok da uzak olmayan Srebrenica da 8000 müslüman katledildi. Onlar Batı nın, Hristiyanlığın ‘ötekisi’ idiler, Etienne Balibar ın seneler sonra bir konuşmasında başı örtülü bir kız öğrenciye verdiği cevap gibi. ‘Judaism et l’ Islam sont autre de Christianisme.’ (Fransızca da yazım ve dilbilgisi hatası olabilir, ama cümle açık. ‘Yahudilik ve İslam Hristiyanlığın ötekisi idir.)
Tabii politik ve tarihi olarak olay daha karmaşık…
1995 yılında Srebrenica da olan katliamdan Karacic, Ratko Mladic ve o sırada görev yapan Hollandalı General sorumlu tutuluyor. Olay daha da karışık. Her zaman tetiği çeken suçlu değildir. Veya şöyle diyelim; suçludur ama tek başına değildir bu konuda. Onu yargılayanlar ondan daha çok suçlu belki de…
1878 yılında Bosna Hersek Osmanlı dan Avusturya Macaristan İmparatorluğu na geçiyor. Balkanlar ve Yakın Doğu da hakimiyet aynı zamanda Afrika da çok büyük sömürü toprakları ele geçiren İngiltere ve Fransa ile Prusya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu nun rekabet savaşı. Çünkü Almanlar ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gayet iyi biliyor ki eğer İngiltere ve Fransa nın eline gereğinden fazla güç geçerse bu onlar için hiç iyi olmayacak…
Yukarıdaki haritaya bir bakmak lazım. Bu demografi haritalarından ben aslında nefret ediyorum. Ben bunların yapılmasını bile ırkçı buluyorum. (Türkiye nin ilk etnik haritasını Almanlar yaptı bildiğim kadarı ile. Onlar da herhalde İngiltere ve Fransa nın Afrika da yaptıklarını örnek alıyorlardı.)
Demografiyi hakimiyet aracı olarak kullanmak Batı nın sıkça başvurduğu bir yoldur. Bunu da özgürlükler savaşı gibi kendi uydurdukları maske kavramlarla yapmaya özen gösterirler, zaten derdi başından aşmış, hiçbir şey bilmeyen ve kendini peşinen dünyanın geri kalanından üstün gören kamuoylarını yanlarına alabilmek için…
Evet, yukarıdaki haritada Batı çok zorlandı. Çünkü Batı içine kapanık, küçük, ‘saf kan’ coğrafyaları, birbirine kaynaşmış bölemeyeceği coğrafyalardan daha çok sever…(Malum ‘Ham’ olayı) Haritadaki renkler ufak bir coğrafyadaki çeşitliliği gösteriyor. Ama Batı çeşitlilikten nefret ediyor bence tam tersini söyleseler de… Özellikle Alman-Avusturya ekolü… Bununla başa çıkamamakla da alakası var. Hatta Avusturya lı bir tarihçinin söylediği gibi Balkanların böyle ‘karışık’ olmasından Osmanlı ‘suçlu’ imiş… Yüzsüzlüğün de bu kadarı! İnsana ‘Pes!’ dedirtiyorlar…
Hitler nerdeyse bütün Avrupa yı işgal ettiğinde İngiltere nin kendi hakimiyet alanını arttırması açısından, İngiltere koruması ve uydurması sayesinde yoktan varedilmiş Yunanistan Devleti Almanya ya karşı kendini savunabilecek kadar güçlü değildi. Dolayısıyla Hitler Yunanistan ı işgal ettiğinde orda asırlarca yaşamış olan Selanikli yahudiler gaz odalarına gönderildi. Osmanlı da ve Türkiye de devlette yüksek mercilere de yükselmiş olan bu grup, Batı hakimiyeti altında 20.yüzyılda gaz odalarında zehirlenerek öldü. (Yani bir yüzyıl bile barındırmadılar onları orda!) Aynen 20.yüzyılın sonunda Balkanlar da müslümanların katledilmesi gibi. Avrupa biraz daha homojen oldu… Tam bazılarının istediği gibi…
Batı hakimiyeti altında yahudiler ve müslümanlar bence gayet iyi bir tez konusu olabilirdi…Tabii kaç yüzyıl diye sormak lazım? Çünkü sonradan üzülmeyi, sonradan insan hakları icat etmeyi pek severler Batılı dostlarımız…

***

Ek:

19 Kasım 2007


EU troops raid home of alleged supporter of Radovan Karadzic

The Associated Press
Monday, November 19, 2007

PALE, Bosnia-Herzegovina: European Union troops raided the home of an alleged supporter of fugitive war crimes suspect Radovan Karadzic on Monday to try to find clues about his hiding place.

The U.N. war crimes tribunal asked for the operation at the home of Dragan Sojic in the wartime Bosnian Serb stronghold of Pale, east of Sarajevo, a statement from the European Union forces said.

"It is believed that Dragan Sojic is associated with the Radovan Karadzic support network," it said.

Troops, backed by local police, hoped to find material or information to help the tribunal in the search for Karadzic and to put pressure on his supporters, the statement said.

The U.N. tribunal for the former Yugoslavia has indicted Karadzic, along with his wartime military commander, with orchestrating the 1995 massacre of up to 8,000 Muslim boys and men from Srebrenica — Europe's worst carnage since World War II — and laying a three-year siege to the Bosnian capital, Sarajevo.

Karadzic disappeared from public view in 1998. He is believed to be hiding in the Serb-controlled half of Bosnia or in Serbia.

Karadzic and his wartime military chief, Gen. Ratko Mladic, are the two most-wanted suspects sought by the U.N. tribunal, based in The Hague, Netherlands.

NATO and EU peacekeepers have failed to catch him and officials believe he has a strong network of supporters enabling to remain at large. Mladic is believed to be hiding in neighboring Serbia.

Bosnia is embroiled in a political crisis following a rejection by Bosnian Serbs of a reform plan proposed by the country's international administrator.

Bosnia's Serbs prefer to keep their mini-state — Republika Srpska — as autonomous as possible, while Bosniaks and Croats who share the rest of the country, would like to see Bosnia enter the EU as a unified country.

European Union defense ministers expressed concern Monday about political tensions and pledged to maintain the EU's 2,500 peacekeepers in Bosnia.

"The security situation is stable and is not worrying, what is more tense is the political situation," said Portuguese Defense Minister Nuno Severiano Teixeira, who chaired the EU meeting in Brussels.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

KARADZIC; DER PSYCHIATER, DER SICH seine eigene Psychiatrie konstruierte