Çok isterdim bu dünyada savaş diye birşey olmamasını. Benim gibi insanlar olduğunu da biliyorum. Zaten savaşanlar erkekler olduğuna göre bu savaş denen şeyin aptalca birşey olduğunu göstermez mi? :-)
Ama işte kazın ayağı öyle değil bu aptal dünyada...
Yukarıda Çanakkale Savaşları üzerine bir sayfa var. Orda gazi olmuş Mehmet Yavaş adında birinin söylediklerini içeren bir sayfa var, yukarıya tıklarsanız... 1308 li Mehmet Yavaş.(benim büyükbabam gibi hiç görmediğim) Zaten genellikle 1308, 1309, 1307 liler konuşanlar. Şanssız bir kuşak. Osmanlı nın en zor zamanları... 1890 -1895 aralığına tekabül ediyor aşağı yukarı (miladi takvim ile)
1912 Balkan Savaşı
1914 ve 1918 I.Dünya Savaşı
1919 - 1923 Kurtuluş Savaşı
Hesaplayınca 11 yıl oluyor. Bir cepheden ötekine koşturuyorlar insanları. Zor günler, hayatını kurtaran şanslı sayılıyor. Genç yaşta askere giden erkekler en güzel yaşlarını bir cepheden ötekine koşarak geçiriyorlar...
Mehmet Yavaş 'Herkes 'anacğım' diye ağlyordu, kimse babam diye ağlamıyordu demiş.' :-)
17 Nisan 2007, Viyana
Yeri geldi buraya bir resim ekleyeceğim. Tesadüfen karşıma çıkan bir sokak ismini buraya eklemek istiyorum. Paris te, Montemartre dan bir sokak ismi. Tarihsel araştırmayı geleceğe erteleyerek...
Tabii tabelada ne yazdığını da yazmak lazım, ben kendim okuduğum birşeyi anlıyorsam, herkes onu anlayacak diye düşünüyorum hala. Ne kadar çocukça.
Rue d Armée d Orient, 'Balkan Ordusu Sokağı' veya 'Balkan Taburu Sokağı' gibi. Yine aynı tabelada 1915 -1918 yılları arasında Balkanlarda ölen askerlerin anısına olduğunu zannettiğim bir ibare var.
17 Mayıs 2007, Istanbul
Enteresan bir durum söz konusu. Her ayın 17 sini ben seçmiyorum ama yine tesadüfen hiç görmediğim büyükbabamla ilgili birşey geçti elime. Çanakkale de de savaşmış olan büyükbaba o günlerde eve dönüp, dönemeyeceğine şüpheli imiş. Birçok arkadaşı gözlerinin önünde ölüyormuş. Ayağına şarapnel parçası rast gelmiş. Ama o bütün bunları atlatmış. Üstelik gittiğinde nerdeyse bir çoçuk olan genç karısı onu beklemiş, başkası ile evlenmemiş.
Karısına dönebilip, bir çocuğu olunca büyükbaba hac a gitmeye karar vermiş. Açıkçası hayalimde onun bunun bir adaği olduğunu düşünüyorum. Elime geçen eski bir belgeden 17 Mayıs 1928 de hac yolunda İskenderiye ye varmış olduğunu gördüm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder