Evet, yine tesadüfen karşılaştığım bir link ama kesinlikle bu blogda yer alması gereken bir kitap. Bütün zamanların en iyi felsefi Almanca metni bence; 'Dialektik der Aufklaerung' (Aydınlanmanın Diyalektiği) Türkçede yayınlanmış bir kitap. Bu blogda maalesef felsefe pek yeralmıyor, çünkü blog format olarak felsefeye pek uygun değil. Felsefenin zaman çarkı ağır işler, çok ağır işler. Bu yüzden gündelik hayata pek uymaz (belki de bu yüzden balık hafızalı toplumlarda çok yaygın meraklısı yoktur :-) Ayrıca felsefenin anlaşılması zor, ağır bir dili vardır. Burda felsefece yazsam kaç kişi beni anlar bilemiyorum. Artı ben felsefece konuşmam gerektiğinde Türkçeyi değil Almancayı kullanıyorum. Bunun sebepleri var.
Gençliğimde sırf idealistliğimden Türkçe olarak aldığım (orjinali genellikle Almanca olan) felsefe yazıları inanılmaz kötü bir çeviri Türkçesi ile yazılmıştı. Yani doğrudan orjinal metni okumak daha mantıklı idi. Çünkü tamamen yabancı dile yaslanılarak bir metin üretildiğinde o metni okumanın bence hiç bir manası yok. Hatta kendi kendime sordum bu kitapları niye üretiyorlar diye... Çünkü normal lise mezunu Türkçe düşünen insan o metinleri anlamaz. (ki onlar asıl hedef kitle olmalı) O metinleri anlayabilmek için aslını bilmek gerekir. Aslını bilen de niye Türkçesini okusun?
Meğer böyle melez metinler üniversitelerde derece elde etmek için üretiliyormuş. Yani akademik çevre için üretilen metinler. Ama akademik çevre de tamamen içine kapalı özerk bir siklus şeklinde olunca olayın benim için anlamı kalmıyor... Türkçe felsefe hala çok ciddi bir sorun bence. Çünkü Türkçe düşünmüyoruz. Tercüme ediyoruz. İkisi bambaşka şeyler. Evrensellik diye birşey yok, bunu 2 yüzyıl sonra daha iyi anlayacaksınız...Felsefenin çarkı çook ağır işler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder