Yine hiç istemediğim halde ve istemediğim bir şekilde medyaya maruz kaldım. (Takside TGRT FM çalıyordu ve korkunçtu.) Bu ülkede toplu taşıma araçlarının şimdiye kadar hiç farketmediğim iyi taraflarını hergün yeniden keşfediyorum.
Istanbul da taksiye binmenin kötü tarafları:
1. Taksi şöförü olmayan yani ehil olmayan, ama o işi para için yapan kalitesiz ve kaba insanla muhatap olma
2. Birebir bir alanı paylaşma, anonim olmanın rahatlığı yerine...
3. En önemli unsur: Trafik! (hangi yoldan giderseniz gidin, insanı çıldırtan bir trafiğin olması) Yol konusunda tartışma ihtimali olması kendini şöfor olarak niteleyen ama da aslında olmayan insanla...
4. Verilen hizmete göre istenen paranın fazla olması (Taksiler genellikle dandik arabalar, yani Mercedes olmuyor burda taksiler, ve gerçek taksi şöförü de % de yirmi)
5. Fakir ve kötü yönetilen bir ülke olarak dünyanın en pahalı benzinini kullandıkları halde Türklerin kesinlikle bu konuda en ufak bir toplu tassaruf fikrini geliştirememiş olmaları...
Bir yerden başka bir yere en büyük zamanı ve benzini harcayarak gidiyorsan ve de zaten petrol konusunda dışarıya bağımlı bir ülke isen, toplumsal olarak zarardasın demektir..
Bu 5. madde bireysel olarak değil toplumsal açıdan düşünülmüş birşey. Bunu bizim insanımızın anlaması imkansız... Bir olayın toplumsal yönünü düşünmeyi Türkler angarya olarak görüyor, çünkü gerçeklerden korkuyorlar...Artı aynı kayıkta olmak fikri Türkiye de yaşayanları son derece rahatsız eden birşey. Sadece o anı ve kendilerini en iyi tatmin edecek şekilde yaşamak istiyorlar...Toplu taşımacılık gerçekten iyi işlediğinde çok önemli ve rahat birşeymiş. Toplu taşımacılık ama çıkarcı ve aptal egoistlerin yaşadığı ülkelerde gelişemiyor tabii ki. Istanbul da ulaşım pahalı ve kötü olma özelliğini koruyor her zamanki gibi, hatta bu konuda bir rekora gidiyor. Giderek daha kötü oluyor...
Gelelim TGRT de duyduklarıma. 'Efenim Abdüllatif niye bu dalgalı kur konusunu medyaya çiğnenecek sakız olarak attı?' sorusunu soruyorlar ve yanıtlıyorlar. Türk halkı zaten bunun inceliklerini anlayamaz (yani akademisyenlere değil de medyaya atılışına atıf olarak bu zaten bilinen gerçeğin), Türk halkının anlaması gereken de doların ve euronun karşısında Türk parasının değer kaybetmediğidir, önemli olan da budur.
Evet şu anda yönetim tamamen yabancıların eline geçtiği için rahatlayacaksınız bir süre. Bu hep böyledir, savaş kıtlık çekmek demektir. Ama tabiiki yönetim el değiştirdikten sonra bir rahatlama yaşanır. Artık bence yapacak birşey de yok, bari olan biteni anlayın istiyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder