2006-12-31
Van Gogh in Budapest
Evet Van Gogh Budapeste de, ben de onun pesindeyim. (Keske kendi klavyemi yanimda getirseydim,yine yabanci harflerle Türkce yazmak zorunda kaliyorum.) Van Gogh benim en sevdigim ressam falan degil. En bastaki fikir psikolojik ve felsefl bir fikir idi.Sonra
giderek sekil degistirdi bu fikir."Amorph" oldu, yani sekilsizlesti. Ona tekrar bir sekil vermek lazim. Van Gogh un dünyasi bir girdap gibi insani icine aliyor. En basta o baska bir fikri sergilemek icin bir malzeme iken, birdenbire sanki ben de onun dünyasinda bir malzeme oldum...Kücüldüm, kayboldum. Üstelik en bastaki ilgi sanat olmadigi icin ama da okudukca ister istemez sanat ile ilgilenmek zorunda kaldigim icin biraz da yolumu sasirdim Van Gogh girdabinda...
Tabii durum benim yoldaki amaca hizmet eden ne var ne yok hepsini koklamaya calisan aptal, saf ve mutlu köpek modumdan cikamam ile birlikte daha da karmasik bir hale geldi...
Yani dagildim... Van Gogh un hayati kisa ama gittigi yol uzun... Van Gogh nerdeyse her ruh halini resmetmis... Bu yüzden bir gün ile öteki gün arasinda fark var. Buna ragmen belli devreler var. Resimleri devrelere göre ayirmak mümkün... Tabii bütün bunlar zaten yapildi diyebilirsiniz. Hayir düzen amaci ile ayristirmak ayri bir sey benzerliklere göre ayirmak baska birsey... Yani ben bir kütüphaneci veya arastirmaci
gibi degilim tam olarak...
The Drinkers, February 1890, Saint Remy
Bu resim ilgimi ceken ilk defa yakindan gördügüm resimlerden. L Arlessienne ile tamamen bir uyum icerisinde sanki...Yani ayni modda üretilmis gibiler... "Amorph" kelimesi nedense bu resimlere de uyuyor sanki...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder