2007-01-02

Havada ve Evde


Finally at home again... Niye böyle düşünüyorum, yani İngilizce, ben de bilmiyorum. Bazı şeyler kalıp olarak takılıyor insanın aklına ve onları hazır yemek gibi buzdolabından çıkarıp sunmak daha kolay oluyor sanki, yaşananları anlatmak yerine...
Yolculuk 'feuilleton'larını oldum olası sevmişimdir... Yine yabancı kelime. Hepsini aklımdakilerin çevirmeye çalışırsam sabaha kadar burda oturmam gerekir...Halbuki zaman yok. Hiçbir şeye zaman yok. Yazılmayan şeyler de unutuluyor...
Avusturya Havayolları şu anda THY den daha ucuz bilet satıyor Istanbul -Viyana hattında. Biletlerde yük sınırı 20 kg olarak konmuş. Halbuki eskiden 30 kg idi diye kalmış benim aklımda. THY yük konusunda genellikle gerçekten olmayacak kilolardan sonra sorun çıkartıyor. Öyle ufak rakamlar için zorluk çıkartmıyor genellikle THY. AUA daha sıkı olabiliyor bu konuda. Avusturya Havayolları sanki ekonomi biletlerinin acısını fazla yük parası alarak çıkartıyor gibi...(Bir çifte çok acıdım. 100 Euro ekstra yük parası almışlar onlardan. Onlar hiç şikayetçi değillerdi ama ben onların yerine tabii kıl oldum.Hayatlarında ilk defa Viyana ya gidiyorlar çocuklarını ziyaret etmeye. Ucuz bilet diye almışlar bu bileti.
Gelirken de bir torbalarını alıp çöpe atmışlar. Kimse de şikayet etmiyor.Gel de kıl olma, kıllık etme!) Tabii her zaman aynı şey olmuyor, çünkü bu tip olaylar genellikle tesadüfe bakıyor.
Eskiden Türkler bu konuda dayanışma gösterir, biri ötekinin bavulunu alır kendi adına yazdırırdı. Herkes de mutlu mutlu giderdi... Ama artık sıralar şehirlere göre değil karışık. Bu da dayanışmayı önlemiş oluyor.
Viyana Istanbul hattı bence en kıl hatlardan bir tanesi, çünkü charter ları yaşatmadılar bu hatta.(Daha liberal geleneği olan ülkeler daha ucuz fiyatlara ve daha iyi bir ağ kurdular dış dünya ile) Yani müşterinin seçeneği az. İki tane birbirinden gıcık havayolu arasında seçmek zorunda kalıyor insan.
Bu konuda kesinlikle liberalizm taraftarıyım, çünkü ben kullanıcı olarak kesinlikle kiminle uçtuğum konusu ile ilgilenmiyorum. Beni fiyat ve hizmet ilgilendiriyor. Ve de seçeneklerin çokluğu önemli. Milliyet beni ilgilendirmiyor. Ama küçük ve liberalizm geleneği olmayan ülkeler milliyetçi düşünüyor ve nerdeyse -ellerinde olsa- bütün pazarı monopol olarak ellerinde tutmak istiyorlar... Aslında Türkiye nin daha milliyetçi düşünmesi lazım, çünkü Türkiye fakir olan taraf ama hem zengin ülkeler kadar cimrilik etmez, hem de kendi vatandaşını kayırmaz Türkiye nin hiç bir kurumu, tam tersi daha beter muamele eder. THY kendi vatandaşına yabancılardan daha pahalı bilet satmış bir havayoludur... Hangi havayolu hakkında daha doluyum acaba? Elimde olsa bu ikisi ile de uçmam.
Viyana ama bilerek pahalı bir kale olarak tutulmaya çalışıldı Avrupa da senelerce. Ama artık işlemiyor... 'Tschuschen' taşımak bazılarının hoşuna gitmese de, rekabet çoğalıp, gelir azalınca, eşşek gibi ucuz fiyat politikası aldı eliter zihniyetlerin yerini...Zürich e de şimdi uçacak adam arıyorlar. Eskiden böyle mi idi? Bence gayet iyi oldu. Zengin derebeylerinin kalelerini korumaları çok zor artık bu dünyada... İsviçre Havayolları da aynı zihniyet ile batmadı mı? 'Aman zengin olduk, öyle kalalım. Bize sadece zenginler gelsin.' zihniyeti işlemedi. Eğer protestan liberalizmi olmasa, -bütün kötü taraflarına ragmen- yine ciddi bir sınıf problemi doğardı uzun vadede... Seçme hakkının ve çoğulculuğun olması lazım...

Hiç yorum yok: