Bugün 30 Mart 2007. Mevlit Kandili imiş; simitçiden öğrendim. 'Kandil simidi ister misin?' diye sorunca. Hoşuma gitti. Bu tarihleri maalesef takip etmiyorum ama duyunca hoşuma gidiyor. Niye? diye sorabilir bir insan.
Niye eskiden pek ilgimi çekmeyen günler birden antikacıda hoş bir parça bulmuş antika meraklısının ilgisini ve tuhaf sevincini uyandırmaya başladı bende?
Bu başlıbaşına bir konu, hem de uzun bir konu. Muhtemelen Alman ekolünün bir çocuğu olarak (uzun süre yurt dışında yaşamanın da etkisiyle) garip bir kültür tutuculuğu geliştirdim, Istanbul daki modern ve urban yetiştirilme tarzımla zıtlık içerisinde olan.
Kandil olması, kandil simidi diye birşey olması hoşuma gidiyor. Dindarlıktan değil kültür tutuculuğundan. :-)
Ama kandil diyince benim aklıma ama çok garip bir serbest çağrışım zinciri geliyor. Allerheiligen, Allerseelen ve tatil!!!! Bu tatil kelimesi çok önemli.
Hala her sene sorup öğrenmeme rağmen şu Allerheiligen ve Allerseelen (Viyana da dini tatil günleri) ne idi, öğrenemedim. Aklımda kalmıyor. O günlerden birinde mezarlıklara gidildiğini biliyorum Viyana da. Kandilde de mesela mezarlığa gidiliyor. Karşılaştırmıyorum ama aklıma geliyor. İşte bu pek de ortodoks olmayan benim özel serbest çağrışım zincirimde kandiller ve Allerheiligen veya bilimum tam olarak anlamı akımda kalmayan ikinci derecede dini günler aynı kategoride yer alıyor.)
Ben Viyana da iken tatil günlerinin çokluğuna şaşırmıştım. Aklım almamıştı, her türlü ıvır zıvır dini günün tatil olmasına. Şimdi ama beni rahatsız etmiyor. Çalışanları da eminim rahatsız etmiyordur :-)
Ama genel olarak katolik ülkelerde dini tatil günleri protestan ülkelerden daha çok oluyor.
Türkiye de kandillerin tatil olmasını istemem, zaten böyle bir adette yok.
Başbakan Tayyip Erdoğan ın söylediklerini duydunuz herhalde. 'Çok kıyak bir Kasımpaşa raconu çekti' yine...(Bu Kasımpaşa raconu kelimesi Ece Temelkuran ın bir yazısında vardı ve benim de o konudaki hislerimi ifade ediyordu.) Dik kafalılık etmek, kendi içerisinde hiyerarşik ve sorunlu bir toplumun safları arasında 'yaramaz çocuğu' oynamak hoşuna gidiyor sağ populist denebilecek AKP li başbakanın. Bu başka ülkelerde de oluyor ama yine de Türkiye de olmasını istemezdim. Bu blogta aslında isminin geçmemesi bile belki daha doğru olurdu. Ama insan dayanamıyor. Zaten başbakan olmasa hiç uğraşmayacağız onunla. Kesinlikle şahsi bir alıp veremediğimiz olamaz. Ama sanki bu kendisinin ve tayfasının idrak alanı içerisinde değil. (Şahsi ve toplumsal olanı tam olarak ayıramamaları dış politikada kendini belli ediyor bazen. Bu arada Gül daha aklı başında konuşuyor. O bence Cumhurbaşkanı adayı olsun eğer AKP den biri olacaksa. Gül sivri çıkışlardan kaçınıyor en azından.) Ne demek Hitler in hükümeti de laikmiş demek? Ne büyük cehalet, ne büyük saçmalık.
Kendini kaybetmeden iyi bir cevapı Melih Aşık ın sayfasında Mehmet Kılıçbay ın dediklerinde buldum. Ayrıca herkes bilir ki, laiklik birinci derecede Fransız ekölünün bir kavramıdır. Viyana da 6 sened üniversiteye gitmiş, 'laik', 'laiklik' ne demek bilmeyen insanlar gördüm.
Melih Aşık 29.03.07 tarihli Milliyet ten:
'
Mehmet Ali Kılıçbay dostumuz bu vecizeyi değerlendiriyor:
"Hitler laik filan değildi. Bir kere nasyonal sosyalizmin amblemi gamalı haç idi. Ayrıca gerek Hitler'in gerekse nazilerin konuşmalarına dikkatlice bakıldığında yoğun bir şekilde dinsel söylem kullandıklarını görürüz. Ama en önemlisi şu; laik olan birinin Yahudilere böylesine düşman olmasını nasıl izah edeceğiz? Hitler Almanya'sı döneminde dinsel inançları nedeniyle öldürülen insan sayısı aklın alamayacağı kadar çoktur. Ayrıca bu kişi binlerce komünisti işçi sınıfı diktatörlüğü kurmayı amaçladıkları için değil, din düşmanı oldukları gerekçesiyle katletmiştir."
Yalnız son cümleye katılmıyorum. Güzel türkçemizde bir laf vardır; 'Bir deli bir taş atmış, bin tane akıllı çıkaramamış.' diye. İşte Başbakan ın ettiği cümle de aynen böyle bir saçmalık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder