Resim güzel ama Sultanahmet Meydanı yine de stressli bir yer. Ben Istanbul a tek başına gelen turistlere pek acıyorum. Trafik insanı deli ediyor. Kalabalık bu şehri şehirlikten çıkarmış.
Paris te ilk metro 1900 yılında yapılmış ve hala çalışıyor. İnanılmaz bir metro ağı var.Istanbul da ise toplu taşımacılık yeterli düzeyde değil. Ama zaten bu kadar göçe hiçbir şehir dayanamazdı. Göçü ve doğumu destekleyen politikacılar devleti değil kendilerini düşünüyorlar.
1989 dan 1994 e kadar Istanbul un belediye başkanı Nurettin Sözen di. 1995 te Erdoğan beklenmedik bir şekilde belediye reisi seçildiğnde ben Viyana da idim ve o günü hiç unutmadım. Çünkü hem inanamamıştım, hem de çok üzülmüştüm.
Çin de 1985 yılında ( tarihte yanılıyor olabilirim) tek çocuk yasasını getirdiler. Tabiiki hiç hoş birşey değildi.
Tabiiki özel hayata devletin müdahalesi idi. Üniversitede gençler arasında tartışılıyor ve eleştiriliyordu. Ama bence haklıydılar... Mecburdular. Belki tek çocuk aşırı bir sınırlama idi, üstelik genellikle kürtajla alınan çocukların çoğunun kız çocuğu olduğu da düşünülürse. bir tür cinsiyet katliamı idi... (ki bu konuda hiç feministlerin sesi çıktığını duymadım.) Çünkü eğer devlet insan hayatından daha uzun ömürlü bir kavram ise, ki uzun ömürlü olmak istiyorsa, olmalı, öteki kuşakların yapmadıklarını sonraki kuşaklar mecburen yapıyor...
Avrupa da buna gerek kalmıyor, çünkü insanlar orda zaten 15 çocuk yapmıyor. Bu Avrupa da daha çok özgürlük var demek değil. Orda birey zaten en başından kendini daha fazla kısıtlamayı öğrenmiş.
Devlet müdahale etmek zorunda kalmıyor, çünkü zaten birey başka mekanizmalarla terbiye edilmiş, devletin yasaklar koymasına gerek kalmamış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder